27 Nisan 2015 Pazartesi

Sihirli Değnek


Bayım, sihirli değneğimle kafanıza vurup hayatınızı değiştirebilirim. Bana biraz izin verirseniz çok az canınızı acıtarak dünya üstünde daha çok yer kaplamanızı sağlayabilirim. Deli olduğumu düşünmekte serbestsiniz ama lütfen deliliği kötü bir şey olarak görmeyin, siz de biraz delirebilirseniz mesela kuşlarla konuşmayı öğretebilirim size ve eminim kuşlarla konuşmak çok güzel hikayeler dinlemenizi sağlayacak.

Bayım, siz bilmezsiniz, yemek yapmak güzeldir. Yemek yapmaktan sıkılmak da güzeldir. Yemek yemekten sıkılmak da güzeldir. Ve hayatınız boyunca hiç kahve içmemiş olmak da güzeldir. Hayatı boyunca hiç kahve içmemiş biri olarak yeni çekilmiş kahve kokusunu sevmeye bile başlayabilirsiniz bir gün. 

Bakın bayım, ben aslan terbiyeciliği yapmış, koç kurban etmiş, yengeç salatası yemiş ve yay germiş bir insanım. Yılın hangi ayı doğmuş olursanız olun, size de rahatsızlık verecek bir dolu numaram var benim. Fotoğraf makinasını kullanmayı biliyorsanız eğer şöyle anlatayım size, nereye odaklanırsanız diğer kısımlar flu görünecek. Siz lütfen odağınıza gamzelerimi koyun, gerisi germesin sizi. 

Bakın bayım, şunu aklınızdan çıkarmayın: ben kickbox biliyorum. Ve eğer kalbimi kırmaya kalkışırsanız kafanızı, en azından burnunuzu kırmaktan çekinmem...

Kim olduğunu bilmediğim beyefendi, ben makinaların bozulmasına sevinen biriyim. Arızalanan şeylerin içini açıp içinde ne olduğunu ve nasıl çalıştığını öğrenmeyi severim. Kendi içimi çok kurcalıyorum diye nasıl çalıştığımı bildiğimi sanmayın. İnanın bunları yazarken de bir arızayı tamir etme halindeyim. Bütün bu arızaların bir gün siz geleceksiniz diye oluştuğunu düşünüyorum. Lütfen kullanım kılavuzum olduğunu düşünmeyin. 

Bayım lütfen çok konuşun. Küsmeyin hiç. Küsmek ipi dolaştırıp germek gibidir, düğümler çözmek yerine yapılacak daha güzel işler var dünyada. 

Karşılaştıktan sonra banyoda şarkı söylediğinizi farkederseniz çok dua edin, bu hep olsun diye. 

Bişey itiraf edeyim, bazen evde yemek yaparken kaşığı mikrofon yapıp dans ederek şarkı söylerim ben. Bunu sadece yan apartmanda komşumuz olan aile biliyordu buraya yazana kadar. Siz yokken  bunu yapıyordum ben, lütfen hayatımdaki küçük keyif anlarını yok edip etmediğinizi önemseyin. Ben yemek yaparken şarkı söylemiyorsam eğer, bilin ki siz de gideceksiniz. 

Bayım, ben bunları hem sizin için hem degeldiğinizde  aklımda kalsın diye kendim için yazdım. Bugün keyfim çok yerinde, lütfen siz de gecikmeyin. 

26 Nisan 2015 Pazar

Tüyden Mevzular

Ben Çelin, şu resimdeki de bugün yolda bulduğum tüy. 

Sene 2015, adımı seneler evvel gökyüzündeki bulutların üstüne uçan dedemin bana "dedem kızı, Çelin kızı" demesinden aldım. Bilmeyenler için söyliyim, poz vermeyi beceremem. Bugün çok ağladım. Poz vermeyi beceremem, bu yüzden ağladığımın bilinmesinde sakınca yok. 

Karanlık ve ıssız bir sokakta yürürken korkumu üstümde, benim yolumda uçan bir karganın olması geçirebilir. Ve kaldırımın kenarında görüp geri dönüp aldığım bitli güvercin tüyüne de anlam yükleyebilirim. Bilmeyenler için söyliyim, aptal bir insan değilim. Ve hayatta önüme çıkan küçük şeylere anlam yüklemenin güzel olduğuna inanırım. Kalbim beynimin çalışan kısmından biraz daha büyüktür. 

Bugün çok ağladım. Ve annem bana artık saklamayarak çözmem gereken bir düğümüm olduğunu söyledi. Annem çok güzel bir kadındır bence. Ve ben ona pek benzemem. 

Bugün çok kişi ağladı, kimisi gözyaşlarıyla, kimisi içinden. Ben poz vermeyi beceremem, ve çözmem gereken bir düğümüm varmış. Artık ben de inanıyorum buna. Şans getiren bitli güvercin tüyleri ve koruyucu kargalardan sonra artık düğümlere de inanıyorum. Sanırım önceki hayatımda kızılderiliydim, adım da Çok Gülen Çelin'di. 

Önceki hayatımda ben kızılderiliyken, stres ve kötü tecrübeler henüz icat edilmemişken, insanlar Çok Gülen Çelin'in her zaman gülmemesine şaşırmazlardı. Bilmeyenler için söylüyorum, o zamanlar da poz vermeyi beceremezdim. 

Bişeyler yazmaya ilk başladığımda Sıranın Üstüne Çıkıp Öğrencileri Uyandıran Ceydilek bana güzel şeyleri yazıp, kötüleri bir kenara bırakmamı söylemişti. Bu yüzden artık varlığına inandığım düğümümü buraya yazmayacağım. 

Bugün güneşli bir gündü, ve ben güne bulutların üstüne doğru uçarak 
başladım. Yeryüzünde çok insan ağladı bugün. Ağlamak gözyaşlarını serbest bırakır ve insanların gözlerini temizler, bu da inandığım şeylerden biri. Ve ben hala bir çiçek ekip içinden aşk çıkarabileceğime de inanıyorum. 

Bugün ağlarken adını andığım bir kız çocuğu vardı. Artık o da gülebiliyor. Nedense o kız çocuğuyla küçük bir parça empatim var. Sanırım o da önceki hayatında kızılderiliydi. 

Ben poz veremem, dönüşü 20 saat süren bir yolun sonunda evime gidemediysem ve üstüm başım, saçlarım kirliyse günüm rahatsız geçebilir. Ve sonraki 20 saatin sonunda daha evime gidemeden gördüğüm insanların benim az gülmeme şaşırması eski bir kızılderili geleneği değildir. 

Ben Çelin, çoğunlukla mutlu bir insanım. Olmadığım zamanlarda mutluluğa inanmam. Mutlu olmadığımda bir kızılderili gelip elimi tutup, "geçicek, ve ben yanındayım" demelidir. Sene 2015 ve sanırım böyle bir kızılderili henüz icat edilmedi. Bugüne kadar İzmir körfezine yolu düşmüş milyonlarca dalgayı saydım, işim bu. Bunun için bana para vermiyorlar, gülücükle yapıyorlar ödemeyi. Onun için milyonlarca gülücüğüm var. Eğer hayatınızın bir anında benden o gülücüklerden birini kopardıysanız, bilin ki sizin de çok emek verip içinden güzel bir şey çıkan bir çiçek yetiştirip benden değil ama o güzel dalgalardan özür dilemeniz gerektiğine inanıyorum. Eğer hayatınızın bir anında bana bir küçük gülücük hediye edebildiyseniz, bilin ki daha uzun süre küçük dalgaları saymaya ve sevmeye devam edeceğim.

Ben Çelin, ve bilmeyenler için söylüyorum, poz vermeyi hiç beceremem.     Çözmem gereken düğüm kadar anneme de benziyorum. Ve gülmek için milyonlarca dalgayı sayıyorum her gün. Bugün ağlamış olabilirim, normaldir bu çünkü bazen çiçekler soluyor.